5 Kasım 2009 Perşembe

Hayat Diye Bir Şey Var

Havanın aydınlanmasına çok az bir zaman kala yine benim eskilerden yadigar kalan koltuğumda kelimelere nerden nasıl başlayacağımı düşünüyorum,nelere kızacağımı,nelere üzüleceğimi nelere sevineceğimi bilmiyorum aklımda dolanan binlerce tilki,aklımı kemiren binlerce solucandan bir an olsun kurtulmak istiyorum.sanki bütün dünya beynimin içinde dönüp duruyor ,yoruyor,yıpratıyor.her gün aynı zamanı aynı olayları aynı insanları aynı konuşmaları dinliyorum ve içimden onların yüzlerine siz bir hiçsiniz demek geliyor,ama ağzımdan dökülen cümleler tam tersi oluyor. Dilimin ucunda.o kadar hazır ki cümleler. Zorla tutuyorum kendimi.her zaman karşındaki insanı mutlu etmek mecburiyetindeymişsin gibi çabalamak zorundaymışım gibi hissediyorum ama hiçbir yere varamıyorum.hayatta kalmak çok zormuş.sürekli bişeyler için çabalamak insanlığın sonsuz isteklerini yerine getirmek, sürekli ve sürekli daha iyi olmasını istemek.bunları yapmaya çalışırken kırılıp dökülüyormuyuz yok olup gidiyormuyuz kimsenin umurunda olmuyor. Bazen yenilginin ağır yaralarını taşıyorum ruhumda şöyle yerden yükselip yukardan şu yaşadığım hayata bakmak istiyorum.kapatıyorum gözlerimi evet yine istediğim oluyor yükseliyorum yükseliyorum ve nerdeyse bulutlara erişecek yüksekliten aşağıya doğru baktığımda ,eski yorgun ama hala dimdik duran o sokaklarda yürüyorum köşe başında karşıma ne çıkacağını bilmeden etrafa bakınırken ,büyük bir bahçe içinde yıkık eski bir konak çıkıyor karşıma her halinden belli hayat onu da yormuş yıpratmış ama hala dimdik ayakta durmaya devam ediyor.tedirgin bir şekilde adım atıyorum tıpkı hayata attığım tedirgin adımlar gibi içeriye yürüdükçe o güzelim bahçenin kokusu ciğerlerime doluyor bir anda yaşadığım o stresli hayattan kopuyorum sanki hiç olmadığı kadar kendimi sonsuz bir huzurun içinde buluyorum.ve hayal ettiğim tüm güzellikler,özlem duyduğum kaybettiğim insanlar bir anda çevreme doluşuyor beni ellerimden tutup ‘hayat seni yorup yıpratsa da senden bir şeyler alıp götürse de hiçbir zaman vazgeçme her zaman bu dıştan yıpranmış gibi duran ama temelinde çok sağlam olan konak gibi hayata sıkıca bağlan ve asla ümitsizliğe kapılıp vazgeçme her zaman doğru bildiğin yoldan devam et’ kalbim hızla çarpmaya başlıyor bulutlardan aşağıya hızlı bir şekilde düşüyorum derin sonsuz bir kuyuya düşer gibi ve hiç bitmeyecek sandığım o karanlık çukurun dibine vuruyorum.gözlerimi açtığımda görüyorum ki hala benim yadigar koltuğumun üzerinde uyukluyorum.yine bir sabah ve geceden aklımda kalan birkaç satır ne demişti AHMET ALTAN ‘Hayat diye bir şey var. Her zaman size keşfedilecek geniş alanlar bırakan, ne kadar yaşarsanız yaşayın daima bilmediğiniz, kuytularına sokulamadığınız bir hayat, sadece size ait bir hayat. Biliyorum dertler çok, ahmaklıklar yapılıyor, sıkıntılar bitmiyor, günler birbiri ardına buruşup eskiyor, yorgunsunuz, belki yeniksiniz. Teslim mi olacaksınız peki. Delirdiniz mi siz? Hayat diye bir şey var, evet orada, elinizin hemen yanında duruyor….’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder