6 Nisan 2010 Salı

Bul karayı al parayı yap anayasayı kap dolarları


Bi anayasa kâğıdı getirdiler.
Meclis Başkanı’nın imzası var.
Bi başka kâğıt getirdiler.
Meclis Başkanı’nın imzası yok.
Sonra onu da geri çektiler.
Bi kâğıt daha getirdiler.
*
Böylece ne olmuş oldu?
Üç kâğıt...
*
Ve diyorlar ki:
“Evet derseniz, zengin olacağız, acayip kalkınacağız, kişi başı milli gelirimiz 15 bin dolar olacak.”
*
Bence “evet” deyin.
*
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” maddesini, ay başında kira olarak ev sahibine verin... “Sosyal bir hukuk devletidir” maddesiyle, elektriği, suyu, doğalgazı ödeyin... Telefon faturası geldiğinde, çekinmeyin çıkarın, “herkes haberleşme hürriyetine sahiptir” maddesini gösterin.
*
Anayasal hakkınızı kullanın, kiradan kurtulun; “herkes sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahip”tir, ki, madde 56’nın gereğidir, gidin bi villa sitesine yerleşin... Başvurun “kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz” maddesiyle, çocuğu en yakın özel okula yazdırın. Sağlık desen... “Hap” gibi olduğunu Başbakanımız söylüyor.
Her derde deva, yutun.
*
“Herkes seyahat özgürlüğüne sahip” olduğuna göre, hangi biletin parasını istiyor THY? Akbil gibi madde maşallah, gösterin, vapura otobüse beleş binin... E “herkes sanatı öğrenme hakkına sahip” zaten, gişeye uzatın, sinemaya, tiyatroya, konsere avanta girin.
*
Bu müreffeh ortam, haliyle, yengeyi şımartabilir... “Boyun bosun devrilsin, bi pırlanta alamadın bana” diye tutturursa, açın Anayasa’yı, “bütçe kanununa ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz” maddesini hatırlatın... Tatmin olmazsa, madde 162’yi gösterin, “bütçenin görüşülmesi sırasında, gider arttırıcı öneride bulunulamaz!”
*
“Hiçbir zümreye, sınıfa imtiyaz tanınamaz... Dinlenmek çalışanın hakkıdır” maddelerini gösterirsiniz patrona... Patron da “sen bilirsin şekerim, aha kapı orda, defol git” zarfına koyarak, “özel teşebbüsler kurmak serbesttir” maddesini öder maaş olarak, Allah bereket versin.
Kurarsınız özel teşebbüsünüzü...
Gül gibi geçinir gidersiniz.
*
Ve hatta... “Herkes dilediği alanda çalışma hürriyetine sahiptir” maddesi kapı gibi dururken, siz niye işsiz geziyorsunuz ki hâlâ? Yaşınız tutuyorsa “25 yaşını dolduran herkes milletvekili seçilebilir”i kullanın, siyasete atılın. Baktınız olmadı... “Devlet, şehitlerin dul ve yetimlerine toplumda yaraşır bir hayat seviyesi sağlar” maddesi var.
Şehit olun.
*
Dolayısıyla; referandumda evet dersek, benim hesaplarıma göre, kişi başı 15 bin dolar milli gelir bile az... TÜİK bi daha baksın, 75 bin doları filan rahat bulur.

13 Mart 2010 Cumartesi

Rampaların ustasıyım kozmiklerin hastasıyım

Türkiye nerelere geldi insanlar senaryo üretip bu senaryolarada inanmaya başladılar bakınız bir kendini bilmez nasıl bir mail atıı ortalık birbirine girdi.20 yıldır emniyetin ve jandarmanın bildiği bir şekilde taşınan askeri mühimmatlar nasıl olduda bu maille bir anda unutuldu HAYRETTTT Kİ NE HAYREETT ...

İŞTE O MAİL

“15.57.17’de Ankara Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne mehmetali06168@hotmail adresinden gönderilen mesajın konu bölümünde “çok önemli lütfen
bakınız” ibaresi yer alıyor. Başkenti ayağa kaldıran mesaj şöyle: “06 BJ 9915 plakalı MAN kamyona dikkat!!! Ankara Seferberlik Tetkik Kurulu ve ‘Kozmik Oda’da yapılan aramalardan sonra Seferberlik üyeleri telaşa düştü. Ankara Seferberlik Tetkik Kurulu kullanmış olduğu sivil personelden bütün kirli silahları birer birer toplayarak Ankara’ya getirtiyor. Az önce Afyon’dan yola çıkan ve Ankara’ya gelecek olan 06 BJ 9915 plakalı MAN kamyona uzun namlulu silahları olan şahıslar nezaret ediyor. Polis uygulamasından kurtulmak için araca subay kimliği taşıyan silahlı bir kişi bindirildi. Bu aracı mutlaka kontrol edin ama dikkatli olmalısınız. Çünkü silahlara nezaret eden uzun namlulu silah taşıyan kişi gerekirse çatışmaya girmeye de hazır olacak. Sevkıyatın ilk durağı Ankara, silahlar burada elden geçirildikten sonra namluları temizlenecek, seri numaraları değiştirilecek.”

DEĞERLİ YAZARIMIZ YILMAZ ÖZDİL'DE BU OLAYA İSTİNADEN YAZMIŞ OLDUĞU KÖŞE YAZISINDAN ALINTIDIR...

Ankara’da yol kestiler, Türk “Silahlı” Kuvvetleri’ne ait “silah” yakaladılar iyi mi... Manşetlerinden soruyorlar, bu “silah”ların Türk “Silahlı” Kuvvetleri’nde ne işi var!
155’e esrarengiz telefon geliyor mesela...
- Etimesgut tank dolu.
- Kimsiniz?
- Bir dost.
Ve, diyorlar ki:
“Kamyonla bomba mı taşınır?”
Ya neyle taşınır?
Bu sefer diyorlar ki:
“Sivil kamyonla mı taşınır?”
Birincisi, yeni değil, teee 1990’dan beri, yani 20 senedir sivil kamyonla taşınıyor. (Genelkurmay’ın bu konuda sana bilgi vermemesi ayıp gerçekten...) İkincisi, sivil kamyon kullanmasınlar ama, Erzincan’da askeri kamyonları test etmek için şurdan şuraya götürdüler diye, kamyonların komutanını “darbecilik”ten ifadeye çağırmadılar mı?
Bu sefer de diyorlar ki:
“Peki, niye trenle taşınmadı?”
Kardeşim, burası Almanya değil ki, her tarafın demiryolu olsun... İlla trenle getireceksen, mecburen Aydın’a kadar gene kamyonla taşımak zorundasın... Çünkü, Muğla’dan Ankara’ya tren yok. Aslına bakarsan, Muğla’da tren yok... Seni üzmek istemem ama, ray bile yok!
(Muğla’da hakikaten tren garı yok mu, dersen... Var. Dalaman Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün bahçesinde var! Çünkü, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa ava çok meraklıymış... Dalaman o zamanlar ideal av yeri... Tapusu da Mısır Hidivi’nin... 1903 senesinde, iki tane bina ısmarlamış, “Dalaman’a av köşkü yapın, İskenderiye’ye de gar binası yapın” demiş. Yapmışlar... Ama küçük bi hatayla... Planları karıştırıp, garı Dalaman’a, av köşkünü İskenderiye’ye dikmişler... Şimdi gidin bakın İskenderiye’ye, tren yolunda av köşkü duruyor, Dalaman’da ineklerin arasında tren garı!)
Gülüyorsunuz ama, Türk “Silahlı” Kuvvetleri’nde “silah”ın ne işi var diye soran arkadaşlar, işte bunların torunları.
Ya da ne bileyim...
Patlatın bi ihbar mektubu:
“Mürted’e dikkat...
Uçakları da var bunların.”